Katma Değer Vergisi Genel Tebliğ Taslağında; KDV tevkifat uygulamasına ve bu uygulamadan doğan iade taleplerinin yerine getirilmesine ilişkin usul ve
NOT: Söz konusu Tebliğ Taslağı, esas itibariyle, KDV Genel Tebliğlerinde yer alan KDV tevkifatına tabi işlemlerin sistematik bir biçimde yeniden düzenlenmesi ve tevkifat uygulamalarında Maliye Bakanlığının yetkisi çerçevesinde yapılması düşünülen düzenlemeleri içermektedir.
Söz konusu çalışma taslak bir çalışma olup, ilgili kişi ve kurumların görüşlerinden faydalanmak için yayımlanmaktadır.
Taslakta yer alan yeni düzenlemeler, Resmi Gazete’de yayımlanmadıkça ilgili kişi ve kuruluşlar ile Maliye Bakanlığı ve Gelir İdaresi Başkanlığını bağlamaz.
Maliye Bakanlığından:
Katma Değer Vergisi Genel Tebliği TASLAĞI
(Seri No: )
3065 sayılı Katma Değer Vergisi (KDV) Kanununun (1) (9/1), (29/4) ve (40/5) inci maddeleri ile 213 sayılı Vergi Usul Kanununun (2) 120 nci maddesinin Maliye Bakanlığına verdiği yetkiler çerçevesinde, KDV tevkifat uygulamasına ve bu uygulamadan doğan iade taleplerinin yerine getirilmesine ilişkin usul ve esaslar aşağıda açıklanmıştır.
1. KDV TEVKİFAT UYGULAMASI
KDV Kanununun 9 uncu maddesinin (1) numaralı fıkrasına göre, mükellefin Türkiye içinde ikametgâhının, işyerinin, kanuni merkezi ve iş merkezinin bulunmaması hallerinde ve gerekli görülen diğer hallerde Maliye Bakanlığı vergi alacağının emniyet altına alınması amacıyla, vergiye tabi işlemlere taraf olanları verginin ödenmesinden sorumlu tutma yetkisine sahiptir.
Anlaşıldığı üzere vergi alacağını güvence altına almak amacıyla düzenlenen bu madde sadece ikametgâhı, işyeri, kanuni merkezi ve iş merkezi Türkiye’de bulunmayanlar için öngörülmüş değildir. Maliye Bakanlığı, bunların dışında gerekli gördüğü diğer hallerde de bazı şahısları sorumlu tutabilecektir. Bu haller sınırlı olmayıp mükelleflerin idarece takibinin güç olduğu, dolayısıyla vergi tarh, tahakkuk ve tahsilâtında kaybın veya gecikmenin mümkün olduğu hallerdir.
Maddede belirtilen işlemlere taraf olanlar kendine mal teslim edilen veya hizmet ifa edilen kişilerdir. Bu şahıslar verginin tam olarak kesilip ödenmesinden ve bununla ilgili diğer ödevleri yerine getirmekten mükellef gibi sorumlu olacaklardır.
Tevkifat uygulaması ihtiyari bir uygulama olmayıp, tevkifat uygulaması kapsamına alınan işlemlerde alıcılar tarafından tevkifat uygulaması kapsamında işlem yapmaları zorunludur. Ayrıca, KDV’ye tabi bir işlemde tevkifat uygulaması kapsamında işlem tesis edilebilmesi için söz konusu işlemin Maliye Bakanlığınca tevkifat uygulaması kapsamına alınmış olması gerekmektedir.
1.1. KDV TEVKİFATININ NİTELİĞİ
KDV tevkifatı uygulaması, teslim veya hizmet bedeli üzerinden hesaplanan verginin, teslim veya hizmeti yapanlar tarafından değil bu işlemlere muhatap olanlar tarafından vergi sorumlusu sıfatıyla beyan edilip ödenmesidir.
KDV sisteminde “Tam Tevkifat” ve “Kısmi Tevkifat” olmak üzere iki türlü tevkifat uygulaması vardır.
İşlem bedeli üzerinden hesaplanan verginin tamamının işleme muhatap olanlar tarafından beyan edilip ödenmesi “tam tevkifat”; hesaplanan verginin Maliye Bakanlığınca belirlenen kısmının, işleme muhatap olanlar tarafından, diğer kısmının ise işlemi (teslim veya hizmeti) yapan tarafından beyan edilip ödenmesi “kısmi tevkifat” olarak adlandırılmaktadır.
1.2. BEYAN
1.2.1. Tevkifat, genel bütçeli idareler hariç, tevkifata tabi işlemin yapıldığı dönemde vergi sorumlularına ait 2 No.lu KDV beyannamesi ile beyan edilecektir.
İşleme ait fatura veya benzeri belge izleyen ay içinde düzenlense dahi sorumlu sıfatıyla beyan, işlemin vuku bulduğu dönemin beyan süresi içinde yapılacaktır. Kısmi tevkifat uygulamasında satıcının mükellef sıfatıyla 1 No.lu KDV Beyannamesi ile beyan edeceği kısım da aynı dönemde beyan edilecektir.
Hizmet işlemlerinde, hizmetin ayın sonunda tamamlanması halinde de fatura izleyen ayda düzenlense dahi bu şekilde işlem yapılacaktır. İşlem bedelinin ödenmemesi, işleme ait faturanın süresinde düzenlenmemesi, alıcıya geç gelmesi veya hiç gelmemesi tevkifatın yapılıp yukarıda belirtilen süre içinde sorumlu tarafından beyan edilmesine engel değildir.
1.2.2. Genel bütçeli idareler dışındaki vergi sorumluları tevkif ettikleri vergiyi, vergi sorumlularına ait 2 No.lu KDV Beyannamesi ile beyan edeceklerdir. Bunların başka faaliyetleri nedeniyle KDV mükellefiyetlerinin bulunmaması ve dolayısıyla 1 No.lu KDV Beyannamesi vermemeleri bu uygulamaya engel değildir.
KDV mükellefiyeti bulunmayan vergi sorumluları vergi dairesine başvurarak “süreksiz yükümlülük” tesis ettirmek suretiyle 2 No.lu KDV Beyannamelerini vereceklerdir. Bunlar, 2 No.lu KDV Beyannamesini sadece tevkifata tabi işlemlerinin olduğu dönemlerde vereceklerdir.
1.2.3. Genel bütçeli idareler, tevkif ettikleri KDV için sorumlu sıfatıyla beyanname vermeyecekler, tevkif edilen KDV doğrudan bunların muhasebe birimlerince gelir kaydedilecektir.
Genel bütçeli idareler dışındaki kamu kurum ve kuruluşlarının yaptıkları KDV tevkifatının beyanında (1.2.2) bölümündeki açıklamalar geçerli olacaktır.
Ayrıca, 5018 sayılı Kanuna ekli cetvellerde yer alan idare, kurum ve kuruluşların tevkifat uygulaması kapsamındaki alımlarına ait bedellerin, genel bütçe ödenekleri dışındaki bir kaynaktan karşılanması halinde tevkif edilen KDV,söz konusu idare, kurum ve kuruluşlar tarafından Tebliğin (1.2.2) bölümündeki açıklamalara göre 2 No.lu KDV Beyannamesi ile beyan edilecek ve ödenecektir.
1.2.4. Tevkifat, bu Tebliğ kapsamında olan mal ve hizmetleri satın alan ve adına fatura ve benzeri belge düzenlenen sorumlu tarafından yapılarak, yukarıda yapılan belirlemeler çerçevesinde 2 No.lu KDV Beyannamesi ile beyan edilip ödenecek veya doğrudan muhasebe birimlerince ilgili Bütçe hesabına gelir kaydı yapılacaktır.
1.2.5. Bankaların 2 No.lu KDV Beyannamesini kurumlar vergisi yönünden bağlı oldukları vergi dairesine vermeleri gerekmektedir.
Ancak, isteyen bankaların tevkif ettikleri vergiyi ödemeyi yapan şubeler itibariyle beyan etmeleri de mümkün bulunmaktadır.
Bu tercihi yapan bankaların, durumu bir dilekçe ile önceden genel müdürlüğün bağlı olduğu vergi dairesine yazılı şekilde bildirmeleri gerekmektedir. Bu bildirime ait yazının bir örneği genel müdürlük tarafından şubelere gönderilecek, şubeler tarafından da kendi bağlı oldukları vergi dairelerine ibraz edilmek suretiyle sorumlu sıfatıyla beyanın şubeler tarafından yapılmasına başlanılacaktır.
1.3. İNDİRİM
2 No.lu KDV Beyannamesinde herhangi bir surette indirim yapılması mümkün olmadığından tevkif edilen KDV’nin tamamının beyan edilerek vergi dairesine ödenmesi gerekmektedir.
Öte yandan, tevkifat uygulayan alıcının KDV mükellefiyetinin bulunması ve tevkifat uyguladığı teslim veya hizmeti indirim hakkı tanınan işlemlerde kullanacak olması halinde, sorumlu sıfatıyla beyan edilen tutar, beyanın yapıldığı ay içinde verilmesi gereken 1 No.lu KDV beyannamesinde indirim konusu yapılabilecektir. Bu indirimin dayanağı 2 No.lu KDV beyannamesi olacaktır.
Kısmi tevkifata tabi işlemlerde, işlem bedeli üzerinden hesaplanan KDV’nin;
– Satıcı tarafından beyan edilecek kısmı, takvim yılı aşılmamak şartıyla işleme ait fatura veya benzeri belgenin defterlere kaydedildiği döneme ilişkin olarak verilmesi gereken,
– Sorumlu sıfatıyla beyan edilen kısmı ise 2 No.lu KDV Beyannamesinin verildiği ay içinde verilmesi gereken,
1 No.lu KDV Beyannamesinde indirim konusu yapılacaktır.
Örnek:
Satıcı mükellef (B), alıcı mükellef (A)’ya 12 Mayıs’ta 1.000 lira karşılığında bakır tel teslim etmiş, genel oranda KDV’ye tabi bu teslimle ilgili olarak 13 Mayıs’ta düzenlediği faturada hesaplanan KDV, tevkif edilecek KDV ve tahsil edilecek KDV tutarlarını, Tebliğin (3.4.2.) bölümündeki açıklamalara uygun olarak, sırayla 180 TL, 126 TL ve 54 TL olarak göstermiştir.
(A), bu alışla ilgili 2 No.lu KDV beyannamesini 24 Haziran’a kadar vermek zorundadır. Bu ödevini yerine getirmişse, söz konusu beyanname ile sorumlu sıfatıyla beyan edeceği 126 lirayı 24 Haziran’a kadar vermesi gereken 1 No.lu KDV beyannamesinde indirim konusu yapabilecektir. 2 No.lu KDV beyannamesi yanlışlıkla süresinden sonra, mesela, 24 Ağustos’ta verilirse 126 liralık tutar da 24 Ağustos’a kadar verilmesi gereken 1 No.lu KDV beyannamesinde indirim konusu yapılabilecektir.
Mükellef (A)’ nın satıcıya ödediği 54 liralık tutar ise yıl geçmemek şartıyla alış faturasının defterlere kaydedildiği dönemde indirim konusu yapılabilecektir.
Satıcının bu teslimle ilgili faturayı süresinden sonra, mesela, 16 Temmuz’da düzenleyip (A)’ ya intikal ettirmesi sorumlu sıfatıyla beyanın 24 Haziran’a kadar yapılmasına engel değildir. Bu durumda hesaplanan verginin sorumlu sıfatıyla beyan edilecek olan 126 liralık kısmı 24 Haziran’a kadar verilecek, satıcıya ödenmesi gereken 54 TL tutarındaki kısmı ise (vergiyi doğran olayın gerçekleştiği takvim yılı geçmemek şartıyla) faturanın defterlere kaydedildiği dönem için verilecek 1 No.lu beyannamede indirim konusu yapılabilecektir.
2. TAM TEVKİFAT UYGULAMASI
Bu bölüm kapsamındaki işlemlerde, işlem bedeli üzerinden hesaplanan KDV’nin tamamı, mal veya hizmetin alıcıları tarafından tevkifata tabi tutulacaktır.
Tam tevkifat uygulanacak işlemler, bu bölümde belirtilenlerle sınırlı olup, bunlar dışındaki işlemlerde işleme muhatap olanlar tarafından tam tevkifat uygulaması kapsamında işlem yapılmayacaktır.
2.1. İKAMETGÂHI, İŞYERİ, KANUNİ MERKEZİ VE İŞ MERKEZİ TÜRKİYEDE BULUNMAYANLAR TARAFINDAN YAPILAN İŞLEMLER
2.1.1. KDV Kanununun 1 inci maddesine göre bir hizmetin KDV’nin konusuna girebilmesi için Türkiye’de ifa edilmesi gerekmektedir. Aynı Kanunun (6/b) maddesinde ise Türkiye’de yapılan veya faydalanılan hizmetlerin Türkiye’de ifa edilmiş sayılacağı hükme bağlanmıştır.
Buna göre, ikametgâhı, işyeri, kanuni merkezi ve iş merkezi Türkiye’de bulunmayanların Türkiye’de yaptığı hizmetler ile bunların yurt dışında yaptığı ancak Türkiye’de faydalanılan hizmetler KDV’ye tabi olacaktır.
Bu gibi hizmet ifalarında mükellef, esas olarak hizmeti ifa eden olmakla birlikte, Türkiye’de ikametgâhı, işyeri, kanuni merkezi ve iş merkezinin bulunmaması nedeniyle KDV, hizmetten faydalanan yurt içindeki muhatap tarafından sorumlu sıfatıyla beyan edilip ödenecektir.
Hizmetin vergiden müstesna olması ve hizmetin yurt dışında yapılıp hizmetten yurt dışında faydalanılması halinde, mükellef veya sorumlu sıfatıyla KDV beyan edilmeyeceği tabiidir.
2.1.2. KDV’nin sorumlu sıfatıyla beyan edilmesi için hizmetten Türkiye’de faydalanan muhatabın KDV mükellefi olması şart değildir. KDV mükellefiyeti bulunmayanlar da söz konusu hizmetler nedeniyle KDV tevkifatı yaparak 2 No.lu KDVbeyannamesi ile beyan etmek ve ödemek zorundadır.
2.1.3. Yurt dışından temin edilen ve tevkifata tabi tutulması gereken hizmetlere ilişkin olarak aşağıdaki örnekler verilebilir:
Türkiye’de ikametgâhı, işyeri, kanuni merkezi ve iş merkezi bulunmayan firmalar tarafından;
– Türkiye’de inşa edilecek bir alış-veriş merkezi için yurt dışında çizilip Türkiye’ye gönderilen mimari proje hizmeti,
– Türkiye’de faaliyette bulunan enerji santralinin işletilmesine ilişkin olarak yurt dışından verilen danışmanlık hizmeti,
– KDV mükellefiyeti olmayan genel bütçeli bir idareye yurt dışından verilen bilgisayar yazılım hizmeti,
– KDV mükellefiyeti olmayan bir sivil toplum kuruluşuna konusuyla ilgili olarak dünyadaki hukuki gelişmeler hakkında yurt dışından bilgi gönderilmesi hizmeti.
2.1.4. Yurt dışından temin edilen ancak tevkifata tabi tutulmaması gereken hizmetlere ilişkin olarak ise aşağıdaki örnekler verilebilir:
– İhraç edilecek mallar için yurt dışındaki firmalar tarafından yurt dışında verilen gözetmenlik, reklâm ve tanıtım, müşteri bulma ve benzeri hizmetler, KDV’nin konusuna girmediğinden KDV hesaplanması ve tevkifat yapılması söz konusu değildir.
– Türkiye’deki otel, hastane, özel okul gibi hizmet işletmeleri için yurt dışında yapılan reklâm ve tanıtım hizmetleri KDV’nin konusuna girmeyeceğinden tevkifat da söz konusu olmayacaktır. Ancak bu hizmet işletmeleri için yurt dışında müşteri bulan firmaya, Türkiye’ye gönderdiği müşteriler için ödenen komisyon ve benzeri bedeller üzerinden KDV hesaplanacak ve bu KDV tutarı sorumlu sıfatıyla beyan edilecektir.
– Türkiye’deki firmanın yurt dışındaki tazminat davasını yurt dışındaki mahkemelerde takip eden avukatın yaptığı hizmet, yurt dışında ifa edildiğinden ve hizmetten yurt dışında faydalanıldığından söz konusu işlem KDV’nin konusuna girmemektedir. Bu nedenle avukata ödenen bedeller üzerinden KDV hesaplanıp sorumlu sıfatıyla beyan edilmeyecektir.
Ancak, yurt içindeki firmanın Türkiye’deki tazminat davasını takip eden Türkiye’de ikametgâhı, işyeri, kanuni merkezi ve iş merkezi bulunmayan avukatın yaptığı hizmet, Türkiye’de ifa edildiğinden ve hizmetten Türkiye’de faydalanıldığından KDV’ye tabi olacak ve avukata ödenen/borçlanılan bedel üzerinden hesaplanacak KDV, yurt içindeki firma tarafından sorumlu sıfatıyla beyan edilip ödenecektir.
– Yurt içinde faaliyet gösteren firmalara, çalışanları ile ilgili olarak yurtdışında verilen eğitim, seminer ve konferanslar KDV’nin konusuna girmemektedir. Dolayısıyla, bu hizmetler nedeniyle KDV hesaplanması ve sorumlu sıfatıyla beyanı söz konusu olmayacaktır.
– Türkiye’de mukim bir inşaat firmasının yurtdışında yaptığı inşaatlara ilişkin yurtdışında verilen bakım, onarım, montaj gibi hizmetlerin yurtdışında mukim başka bir firma tarafından verilmesi KDV’nin konusuna girmediğinden, bu hizmetler nedeniyle KDV hesaplanması ve sorumlu sıfatıyla beyanı söz konusu değildir.
2.1.5. Bu bölüm kapsamında olan hizmetlerin aynı zamanda kısmi tevkifat uygulaması kapsamında da olması halinde, bu bölüme göre işlem tesis edileceği tabiidir.
2.2. SERBEST MESLEK FAALİYETİ ÇERÇEVESİNDE YAPILAN TESLİM VE HİZMETLER
2.2.1. KDV Kanununun (1/l) maddesine göre, serbest meslek faaliyeti çerçevesinde yapılan teslim ve hizmetler vergiye tabidir. Ancak, sözü edilen faaliyetleri mutad ve sürekli bir şekilde yapanlar KDV mükellefi olacak, arızi nitelik taşıyan serbest meslek faaliyetlerinde ise KDV uygulanmayacaktır.
2.2.2. Serbest meslek faaliyetlerinin arızi şekilde yapılması KDV’ye tabi olmadığından, arızi olarak serbest meslek faaliyetinde bulunanların KDV mükellefiyetleri tesis edilmeyecektir.
Bu faaliyetleri mutad ve sürekli olarak yapanların ise prensip olarak, KDV mükellefiyeti tesis ettirmeleri gerekmektedir. Ancak, 193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun (3) 18 inci maddesi kapsamına giren teslim ve hizmetleri münhasıran aynı Kanunun 94 üncü maddesinde belirtilen kişi, kurum ve kuruluşlara yapanların hesaplayacağı KDV’nin bu kişi veya kuruluşlar tarafından sorumlu sıfatıyla beyan edilmesi mümkün bulunmaktadır.
Serbest meslek erbabının bu uygulamadan faydalanabilmesi için KDV mükellefiyetinin sadece Gelir Vergisi Kanununun 18 inci maddesi kapsamına giren işlemlerden ibaret olması ve işlemlerinin tamamının aynı Kanunun 94 üncü maddesinde sayılan kişi, kurum ve kuruluşlara yapılması gerekmektedir.
Ayrıca, sorumluluk uygulaması kapsamında işlem yapılabilmesi için Gelir Vergisi Kanununun 18 inci maddesi kapsamına giren kişilerin, bu şekilde işlem yapılmasını önceden vergi sorumlusuna (Gelir Vergisi Kanununun 94 üncü maddesinde sayılanlara) bildirmesi gerekmektedir.
İşlemlerine ait verginin beyan ve ödeme mükellefiyeti sorumlular tarafından yerine getirilen serbest meslek mensupları (Gelir Vergisi Kanununun 18 inci maddesinde sayılanlar) ayrıca KDV beyannamesi vermeyeceklerdir. İşlemleri, Vergi Usul Kanununun genel hükümlerine göre belgelendireceklerdir.
Bu uygulamaya göre, Gelir Vergisi Kanununun 94 üncü maddesinde sayılan kişi, kurum ve kuruluşlar, aynı Kanunun 18 inci maddesi kapsamına giren kişilere yapacakları ödemeler ile ilgili olarak gelir vergisi (GV) stopaj tutarı dahil işlem bedeli üzerinden KDV hesaplayıp sorumlu sıfatıyla beyan edip ödeyeceklerdir. Hesaplanan KDV tutarının gelir vergisi stopaj matrahına dahil edilmeyeceği tabiidir.
Örnek:
Dergilere karikatür çizen bir serbest meslek mensubu karikatür başına 200 TL net telif ücreti almaktadır. Karikatüristin her ay 1 karikatür verdiği (A) dergi işletmesi bu hizmetle ilgili GV ve KDV tevkifat tutarlarını aşağıdaki şekilde hesaplayacaktır.
– KDV hariç, GV stopajı dahil tutar:: 200 / 0,83 = 240,96 TL
– GV Stopajı: 240,96 x 0,17 = 40,96 TL
– KDV: 240,96 x 0,18 = 43,37 TL
– GV stopajı ve KDV dahil toplam bedel: 200 + 40,96 + 43,37 = 284,33 TL
Dergi işletmesi 40,96 TL tutarındaki GV stopajını GV muhtasar beyannamesine dahil edecek, 43,37 TL tutarındaki KDV’ yi ise 2 No.lu KDV beyannamesi ile beyan edecektir. Bu tutarın 1 No.lu beyannamede genel hükümler çerçevesinde indirim konusu yapılabileceği açıktır.
2.2.3. Gelir Vergisi Kanununun 18 inci maddesi kapsamına giren teslim veya hizmetleri aynı Kanunun 94 üncü maddesinde sayılan kişi, kurum ve kuruluşlar yanında bu maddede yer almayanlara da yapanlar yukarıda belirtilen uygulamadan faydalanamayacaktır.
Sorumluluk uygulamasını tercih etmeyenler ile esasen bu kapsama girmesi mümkün olmayan mükelleflerin, Gelir Vergisi Kanununun 94 üncü maddesinde sayılan kişi, kurum ve kuruluşlar ile bunlar dışındakilere yaptıkları işlemleri sebebiyle hesaplanan KDV, kendileri tarafından mükellef sıfatıyla beyan edilip ödenecektir. Bu mükellefler genel hükümler çerçevesinde defter tutacak, belge düzenleyecek ve KDV beyannamesi vereceklerdir. Bu durumda, Gelir Vergisi Kanununun 94 üncü maddesinde sayılan kişi, kurum ve kuruluşların bu işlemler sebebiyle vergi sorumlulukları söz konusu olmayacaktır.
2.2.4. Gelir Vergisi Kanununun 94 üncü maddesinde sayılan kişi, kurum ve kuruluşlar bu bölüm kapsamındaki alımlarında, satıcılardan bir yazı talep edeceklerdir. Bu yazıda işlemi yapanlar;
– Faaliyetlerinin arızi olması nedeniyle KDV’ ye tabi olmadığını veya
– Faaliyetlerinin KDV’ye tabi olduğunu ve hesaplanacak KDV’nin sorumlu sıfatıyla beyanını tercih ettiklerini veya
– Faaliyetlerinin KDV’ye tabi olduğunu ve hesaplanacak KDV’nin kendileri tarafından mükellef sıfatıyla beyan edileceğini,
belirteceklerdir. Bu yazı, Vergi Usul Kanununun muhafaza ve ibraz hükümleri çerçevesinde saklanacak ve gerektiğinde yetkililere ibraz edilecektir.
Öte yandan, serbest meslek mensuplarından yapılan gelir vergisi kesintileri muhtasar beyanname ile beyan edilmekte, bunlardan Gelir Vergisi Kanununun 18 inci maddesi kapsamına girenler, “Ödemeler” kulakçığında “ 021” kodu ile listelenmektedir. Listede “ 021” kodu ile yer alan serbest meslek mensuplarından KDV tevkifatı yapılanlar ve yapılmayanlar ilgili satırlara giriş yapılmak suretiyle beyan edilecektir.
2.3. KİRALAMA İŞLEMLERİ
KDV Kanununun (1/3-f) maddesine göre, Gelir Vergisi Kanununun 70 inci maddesinde belirtilen mal ve hakların kiraya verilmesi işlemleri KDV’nin konusuna girmektedir.
Buna göre, söz konusu mal ve hakların kiraya verilmesi işlemi, ticari, sınaî, zirai ve serbest meslek faaliyeti çerçevesinde verilen bir hizmet olmasa dahi KDV’ye tabi olacaktır.
Bu kiralama işlemleri ile ilgili KDV;
– Kiraya verenin başka faaliyetleri nedeniyle KDV mükellefiyetinin bulunmaması (sadece sorumlu sıfatıyla KDV ödeyenler bu kapsama dahildir),
– Kiracının KDV mükellefi olması (sadece sorumlu sıfatıyla KDV ödeyenler bu kapsama dahil değildir),
şartlarının birlikte var olması halinde, kiracı tarafından sorumlu sıfatıyla beyan edilecektir. Ancak, kiracının Gelir Vergisi Kanununa göre basit usule göre vergilendirilmesi halinde, bunlar istisnadan vazgeçerek KDV mükellefi olmasalar dahi, kiralama işlemine ilişkin KDV basit usule göre vergilendirilenler tarafından sorumlu sıfatıyla beyan edilecektir. Ayrıca sadece KDV’ye tabi işlemlerinin bulunduğu dönemlerde KDV mükellefiyeti tesis ettirerek beyanname vermeleri uygun görülenler de aynı şekilde işlem tesis edeceklerdir. Banka ve sigorta şirketleri gibi faaliyetleri KDV’den istisna olan bütün işletmelere bu bölüm kapsamında yapılan kiralama işlemlerinde de kiralama işlemine ilişkin KDV söz konusu işletmeler tarafından sorumlu sıfatıyla beyan edilecektir.
Kiralama işleminin KDV’den müstesna olması halinde, mükellef veya sorumlu sıfatıyla KDV beyan edilmeyeceği tabiidir.
Örnek:
Gelir Vergisi Kanununun 70 inci maddesinde sayılan mal ve haklar arasında yer alan gayrimenkullerin kiralanması işlemleri, bir iktisadi işletmeye dahil olmamaları şartıyla, KDV Kanununun (17/4-d) maddesine göre KDV’den müstesnadır.
Dolayısıyla, bir iktisadi işletmeye dahil olmayan gayrimenkullerin kiralanması işlemlerinde KDV ve sorumluluk uygulaması söz konusu olmayacaktır.
KDV’ye tabi olan kiralama işlerinde kiraya verenin başka faaliyetleri dolayısıyla KDV mükellefi olması halinde, sorumluluk uygulaması söz konusu olmayacak; kiraya veren, kiralama faaliyetlerine ait KDV’yi diğer faaliyetleri ile birlikte genel esaslara göre beyan edecektir. Faaliyetleri sadece 2 No.lu KDV beyannamesi vermelerini gerektirenler bu kapsamda mütalaa edilmeyecektir.
Kiracının KDV mükellefi olmaması halinde de (faaliyetleri sadece 2 No.lu KDV beyannamesi vermelerini gerektirenler de bu kapsamda mütalaa edilecektir) kira bedeli üzerinden hesaplanan KDV, kiraya veren tarafından mükellef sıfatıyla beyan edilecektir. Kiraya verenin başka nedenlerle KDV mükellefiyeti olmaması bu uygulamaya engel değildir.
5018 sayılı Kanuna ekli cetvellerde yer alan idare, kurum ve kuruluşların Tebliğin bu bölümü kapsamındaki kiralama işlemlerinde, kiracının KDV mükellefi olup olmadığına bakılmaksızın, tevkifat uygulanmayacaktır. Bu durumda, söz konusu idare, kurum ve kuruluşlar kiraya verme işlemleri dışında KDV’ye tabi işlemleri bulunmamaları kaydıyla, 1 No.lu KDV Beyannamesini sadece kiralama işleminin gerçekleştiği dönemler için vereceklerdir. Genel bütçeli idarelerde KDV’nin beyanı konusunda, Tebliğin (1.2.3) bölümündeki açıklamaların dikkate alınacağı tabiidir.
2.4. REKLÂM VERME İŞLEMLERİ
KDV mükellefi olan gerçek veya tüzel kişiler (sadece sorumlu sıfatıyla KDV ödeyenler bu kapsama dahil değildir), KDV mükellefiyeti olmayan;
– Amatör spor kulüplerine, oyuncularının formalarında gösterilmek,
– Şahıslara veya kuruluşlara ait bina, arsa, arazi gibi yerlerde duvarlara yazılmak, pano olarak yerleştirilmek,
– gerçek veya tüzel kişiler tarafından yayımlanan dergi, kitap gibi yazılı eserlerde yayınlanmak
ve benzeri şekillerde reklâm vermektedir.
Bu şekilde reklâm verme işlemleri ile ilgili KDV, reklâm hizmeti verenlerin KDV mükellefi olmaması halinde, reklâm hizmeti alanlar (KDV mükellefiyetleri olsun olmasın) tarafından sorumlu sıfatıyla beyan edilecektir.
5018 sayılı Kanuna ekli cetvellerde yer alan idare, kurum ve kuruluşların Tebliğin bu bölümü kapsamında reklâm hizmeti vermeleri halinde, reklâm hizmeti alanın KDV mükellefi olup olmadığına bakılmaksızın, tevkifat uygulanmayacaktır. Bu işlemlerde KDV’nin beyanı, Tebliğin (2.3.) bölümünün son paragrafındaki açıklamalara göre yapılacaktır.